Yüce Allah’ın insanlar için seçtiği ve gönderdiği dinin adı İslam’dır. İslam, insanlara dünya ve ahiret mutluluğunu sunar

Yüce Allah’ın insanlar için seçtiği ve gönderdiği dinin adı İslam’dır. İslam, insanlara dünya ve ahiret mutluluğunu sunar. Kaynağı Kur’an, sünnet, icma ve kıyastır. Dinin kendisi de iman , amel ve ahlaktan ibarettir. Biz Müslümanlar, bu dini çevremize anlatmak, yaşamak ve yaşatmak mecburiyetindeyiz. Anlatmak, insanları dine davet etmek güzel konuşmak ve güzel yaşamakla olur. Ağzından bal akan ve İslam’ı eksiksiz yaşayan insanların konuşmaları muhatabları üzerinde etkili olur.

Yüce Allah, zaman zaman Kur’an-ı Kerim’de bize vaaz ve nasihat eder.sevgili Peygamberimiz de çevresindeki insanlara vaaz ve nasihat ederek,sohbetler yaparak onları dine davet etmiş ve halkayı genişletmiştir.Sahâbe efendilerimiz,Hz.Peygamber efendimizin sohbetinde pişmiş güzel insanlardır.Âlimler,Hz.Peygamberin sohbet geleneğini devam ettirmişler ve bu gelenekle sayısız insanların hidâyete ermelerine sebep olmuşlardır.Tarihimizde her dönemin ve her şehrin kendine göre meşhur vâizleri ve hatipleri olmuştur.Cemaat,bu güzel insanların konuştukları câmileri doldurmuş ve kendilerini can kulağı ile dinlemiştir.

İslâmî ilimleri tahsil için küçük yaşta evimden ayrılıp geldiğim Erzurum şehrinde çok güzel vâizler vardı.1964 de geldiğim Erzurum’da Osman Bektaş hoca çok ilmî sohbetler yapardı.Dervişoğlu ve Gürcükapı câmilerinde dinlediğimiz Osman Demirci hoca cemaate aşk ve heyecan verirdi.Alipaşa câmiinde konuşan eski Çat müftüsü Halis efendi cemaatin ihlas ve samimiyetini tazelerdi.Caferiye camiinde konuşan eski Horasan müftüsü Muhammed Sıddık efendi de konuşmalarını latifelerle süslerdi.Hepsi bir yıldızdı,hepsi ur saçıyordu Erzuruma. Yüksek tahsil için geldiğim İstanbul da çok daha değişik hoca efendileri dinleme şansını elde ettim.Pazar günleri İsmail Ağa câmiinde konuşan Hacı Mahmut Efendiden çok istifade ettim.Hoca Efendinin Pazar sohbetleri haftalık gıdamızı oluştururdu. O anda nur kaplardı her tarafı. Kendimizi Medine mescidinde sahâbeyle birlikte hissederdiniz. Satlerce kaldığımız camide suyun içinde balık gibi hissederdik kendimizi. Öğle namazından sonrada Malta’da Ali Yakub hocanın İhya derslerini dinlerdik. Ali Yakub her Pazar öğle namazından sonra imamlık yaptığı caminin son cemaat mahallinde İhya okuturdu. Biz öğrenciler ellerimizde kitaplar olduğu halde dersi takip ederdik, cemaat dersin sohbet kısmından istifade ederdi. İkindi namazından sonrada İskender Paşa camiinde Mehmed Zaid efendinin sohbetini dinlerdik. Yüzü nur gibi, sözleri ipek gibi olan Hoca Efendi sözlerinden daha çok hâliyle ve tavırlarıyla etkili olurdu. Pazar günü ikindiden sonra bazende Şehzâde Başı camiine gider Feyzullah değerli hoca efendiyi dinlerdik. Orda ki kalabalık aşk, heyecan ve hocanın ateşli konuşmaları o zaman hoşumuza giderdi. Cemaat bu konuşmaları teyblere alır , çoğaltır ve etrafa yayayarlardı. Bu hocalarımız kendi sahalarında yeni bir çığır açmışlardı. Konya eski müftüsü Tahir Büyükkörükçü’nün vaaz ve sohbetlerini teyb kasetlerinden dinler, hoca efendiye çok dua ederdik. Tahir hoca , Timurtaş hoca , Ahmet Vanlıoğlu gibi hocalarımız yıllarca konuşmaları ile Türkiye’yi aydınlattılar.

Fetullah Gülen hoca efendi vaaz ve sohbet geleneğine yeni bir renk kattı. Hz. Peygamber’in hayatından ve sahâbenin hayatından tablolarla süslediği konuşmaları cemaati hem ağlatır hem coşturdu. Hocaefendinin konuşma kasetleri şehirlerden köylere kadar yayıldı. Öğrenci evlerinde , yurtlarda , vakıflarda dinlendi. Çok genç onun konuşma üslûbunu taklit etmeye başladı.

Vaaz ve sohbet, İslâm’ın insanlara kabul ettirilmesinde takib edilmesi gereken bir yoldur. Peki,ya insanlar camiye gelmiyorlarsa ne yapacağız? Onları d konferenslara davet edip salonlarda , güzel dizayn edilmiş mekanlarda kendilerini bilgilendireceğiz. İşte Mustafa Akgül hoca bunu yapıyor. Kendisi İstanbul merkez vaazıdır. Camiye gelmeyen insanlara İslam’ın doğrularını nasıl ulaştırırız diye kafa patlatıyor. Bunun içinde yine bir sistem geliştirmiş. Sinevizyon gösterisi ile vaaz ediyor. İstanbul müftülüğünün izni ile Süleymaniye ve Sultanahmet cami’lerinde yaptığı vaaz bayağı ses getirdi.

Bizde Mustafa Akgül hocayı Erzurum’a davet ettik. 01 ekim Cuma günü saat 20-21:30 arası Halk Eğitim salonunda dinledik. Kendisinden Allah razı olsun. Böyle bir konuşmaya İstanbul camilerinde izin veren İstanbul Müftülüğüne’de ayrıvca teşekkür ediyorum. Mustafa hocanın “ Kur’an Ayetlerine Göre Kâinatın yaratılışı” isimli konferansı anlatılmaz, dinlenir ve izlenir. Sizde dinlemek ve izlemek için Hoca’yı şehrinize davet ediniz lütfen. Dinlemek için salona giderken yanınızda bir ateist götürün. Sizin imanınız kuvvetlenmiş. oda inanmış olarak çıkacaksınız salondan.

Kaynak: Abdurahman Gazi Vakfı İnternet Sitesi